Değerli Konuklar,

Bugün burada hep birlikte çok önemli bir başlangıca tanıklık ediyoruz. Ozancan Akkuş Vakfı’nın kuruluşunu sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum.

Ozancan, benim can oğlum…

Sevgisi, enerjisi ve başarma azmiyle hepimizi büyüleyen, yaşam dolu bir insandı. Lise ve üniversite sınavlarında elde ettiği üstün derecelerle, spor, müzik ve sahne sanatlarında kazandığı birinciliklerle sadece ailesini değil, çevresindeki herkesi gururlandırdı. Ancak en önemlisi, hayata duyduğu sevgisi ve içten gülümsemesiyle çevresine kattığı enerjisiydi.

Ozancan’ın annesi olmak…

Çok özel bir adama sahip olmak, kocaman bir yürek isterdi. Dünyaya kendi penceremden değil, oğlumun penceresinden bakmak; onun önünde değil, her zaman arkasında durmayı gerektirdi. Ben de hep onun arkasında ve yanında oldum; onun açtığı pencereden baktım. Kocaman yüreğini kendi yüreğime kattım.

Bu kapıdan nasıl mı girdim? Bu kapıdan, Ankara Fen Liseli bir annenin, ODTÜ’lü bir annenin, Ozancan’ın annesi olmanın gururunu taşıyarak girdim…

Bu kapıdan hiç endişe duymadan ve soru işaretleri olmadan girdim…

Evet, biraz buruk ve eksik ama Ozancan’ı bedenime sardım, aklıma kazıdım, yüreğini yüreğime koydum, bu kapıdan öyle girdim!

Ozancan’ın hayallerini yaşatmak ve onun gibi gençlere destek olmak amacıyla bu vakfı kurduk. Amacımız; başarılı ve yetenekli gençlerimize, eğitim yolunda ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için ışık tutmak ve onların bilgisi, yetenekleri ve hayalleriyle dünyaya değer katmalarını sağlamaktır.

Vakfımız, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından ilham alarak çağdaş, bilimsel ve özgür düşünen evrensel bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesi, bizler için yolumuzu aydınlatan bir rehberdir. Bu vakıf, sadece burs sağlamanın ötesine geçerek, Atatürk’ün aydınlık mirasına uygun gençleri geleceğe hazırlamak için bir değer merkezi olacaktır.

Vakfımızın her bir bursiyeri, Ozancan’ın ışığını biraz daha ileriye taşıyacak. Bugün burada bulunmak, bu değerli başlangıca hep birlikte omuz vermek ve onun hatırasını daha anlamlı kılmak demektir.

Bugün Ozancan’ın doğum günü.

Oğluma, sizlerin de katkılarıyla bir doğum günü hediyesi sunmak istedim. İşte bu vakıf, Ozancan’a doğum günü hediyemdir. İyi ki doğdun oğlum… Gururum, yaşama sebebim… Seni çok seviyorum.

Ozancan, özel yeteneklere ve güçlü bir karaktere sahip, özel bir insandı. Eğitimdeki başarılarını ve hayatını anlatmaya başlasam, eminim ki o şimdi “Annem yine sazı eline aldı, konu ben olunca durmadan anlatır, annemi kimse susturamaz” derdi. Ama artık o sazı bıraktım oğlum. Seni anlatmak için OZAV kuruldu. Bu vakıf, senin gibi çocuklarla büyüyecek; seni onlar anlayacak ve onlar anlatacak.

Bu yolda bizimle birlikte olan ve desteğini esirgemeyen herkese gönülden teşekkür ediyorum. Hep birlikte çalışarak geleceğe umutla bakacağız.

Teşekkürler…